banner113

Mehmet Nuri Ersoy şirketi ile ilgili iddialara ne yanıt verdi?

banner106

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Habertürk’te yayınlanan Açık ve Net programına katılarak şirketleri ile ilgili ileri sürülen ‘’imar barışından yararlandı’’,

Mehmet Nuri Ersoy şirketi ile ilgili iddialara ne yanıt verdi?
07 Ocak 2019 Pazartesi 08:59

banner108
banner238

Siyasetin masanın öbür tarafından göründüğü kadar kolay olmadığını belirten Mehmet Ersoy, ‘’Keşke bu işe hiç bulaşmasaydım dediğiniz oldu mu?’’ şeklindeki soruya, ‘’Eski bakanlarımıza ve siyasetçilerimize hep eleştirel yaklaşırdık. Bu tarafın da farklı zorlukları varmış. Ben ticarette de iş hayatında da başarı ve sonuç odaklı bir insanım. Benim farkım aslında kabinenin farkı. Yeni Cumhurbaşkanlığı sistemi ile kabine oluşturulurken dikkat edilen ana konu çok hızlanmamız süratli olmamızdı. Biz çok süratli olacağımı söyledik ve yılbaşına kadar bekleyen ne kadar dosya varsa olumlu veya olumsuz şekilde sonuçlandıracağımızı söyledik ve sonuçlandırdık.’’ dedi.

''BAKANLIKTA SÜAT ALGISI BU KADAR HIZLI DEĞİLMİŞ''

Sunucunun ‘’bakanlık eskiden yavaş mı çalışıyormuş?’’ şeklindeki sorusuna ise Ersoy, ‘’Sürat algısı bu kadar kuvvetli değilmiş. Bu diğer bakanlıklar için de geçerli. Şu anki Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemine geçmekteki ana amaç oydu zaten. Bütün bakanlar bu motivasyonla çalışıyoruz. Bakanlar düzeyindeki bu sürat ve hızlılık, en azından benim bakanlığımda, aşağıdaki kadrolara da yansımış durumda.’’ şeklinde konuştu.

''AVRUPA'DA 2019'DA YÜZDE 30-35 ARTIŞ OLUR''

Güvenlik endişesinin birçok pazarda gelir grubu yüksek turisti etkilediğini dile getiren Bakan Ersoy, ‘’Ama bir düzelme var. 2018 yılında batılı turist sayısı yüzde 25 arttı. 2019’da bu rakam daha da yüksek olacak gibi. Şu anda erken rezervasyon rakamlarında yüzde 50 seviyesinde artışlar var. Bu şekilde devam etmez ama batılı turist sayısında yüzde 30-35 civarında ikinci bir artış oranını tekrar göreceğiz gibi.’’ şeklinde konuştu.

''TÜRKİYE NE ORTADOĞU ÜLKESİ NE DE TAM OLARAK AVRUPA ÜLKESİ''

Mehmet Ersoy, Üst gelir grubuna mensup batılı turistin Türkiye’ye gelmemesinde ülke imajının etkili olup olmadığı şeklindeki soruya ise şu yanıtı verdi:

Turizmde en önemli şey yaratmış olduğunuz algı. Japonya ve Çin’e yaptığım seyahatte bir araya geldiğim bloggerlara ve sosyal medya fenomenleriyle yaptığım görüşmelerde, Türkiye’nin bir Ortadoğu ülkesi olarak algılandığını gördüm. Biz bir Ortadoğu ülkesi değiliz. Değiştirmemiz gereken ilk şey bu. Öte taraftan Türkiye tam olarak bir batı ülkesi de değil. Türkiye, Ortadoğudan batıya geçişte kendine has bir ülke. Bunu çok iyi anlatmamız gerekiyor. Turizm o kadar çok şeyden etkileniyor ki. Mesela Cemal Kaşıkçı olayında Türkiye’in gösterdiği tavır, turizmde birkaç puan biden kazanmamızı sağladı.

''DEĞİŞİKLİK HİSSETİRME İHTİYACI''

2019’da Türkiye’nin turizm politikalarında köklü değişikliklere gidileceğini ifade eden Ersoy, ‘’Herkes lale figürüne taktı ama sorun lale figürü değil. Biz yıllar sonra ‘nitelikli’ ile ilgili bir geçişe başladık. Bir algı değişikliği yapmanız lazım ve bu da reklam ve tanıtımla başlıyor. Bir değişiklik olduğunu insanlara hissettirmelisiniz. 18 yıldır Turkey Home ve lale figürü ile devam ediyoruz. Bu, lale figürünün kötü olduğu anamına gelmiyor. Buradaki değişim, bir değişikliği hissettirme ihtiyacından kaynaklanıyor. İki ay önce Türkiye’nin önde gelen ajanslarıyla bir çalıştay düzenleyerek tanıtım politikaları ile ilgili kriterler oluşturduk ve ihale sürecini başlattık. Sonuç olarak daha yeni, daha dinamik ve güvenlik endişesi duyulmayan bir Türkiye imajı yaratacağız. Tarih, kültür, gastronomi gibi rakipsiz bize has değerlerin ön planda olduğu bir tanıtım politikası oluşuracağız. Deniz, kum, güneş bütün destinasyonlarda var. 2019’da gezen sergi projesine başlayacağız. Buna Tokyo’da başlayacak 2020’de Kyoto’ya geçeceğiz. Daha sonra bu sergi bize en çok yolcu tedariği sağlayan Berlin, Londra ve Moskova’yı dolaşacak.’’ bilgilerini paylaştı.

''KÜLTÜR VE TURİZ BİRLİKTE OLMALI''

Bakan olmadan önce kültür ve turizmin birleşik olup olmamasını kendisinin de sorguladığını dile getiren Mehmet Ersoy, ancak Bakan olduktan sonra kültürle turizmin birleşik olması gerektiğini gördüğünü ifade etti. Ersoy, ‘’Çünkü kültür ve turizm birbirini tamamlayan iki alan. Turizmde dünyanın diğer ülkelerinden ancak kültürünüz, sanatınız, müzeleriniz gibi size has değerlerle ayrışabilirsiniz. Elinizdeki en etkili ve rakipsiz silahınız bu.’’ dedi.

3 İDDİA 3 YANIT

Sunucunun CHP Muğla Milletvekili Mürsel Alban’ın ileri sürdüğü ‘’Bakanlığın Ersoy’un şirketinin Kissebükü’ne yapacağı otel için imar planınının değiştirildiği ve 25 dönüm daha tahsis edildiği’’ şeklindeki iddiaları da yanıtlayan Ersoy, şu açıklamada bulundu.

1. KİİSEBÜKÜ İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ

Kissebükü’nde bakanlığımız veya başka bir bakanlık tarafından verilmiş herhangi bir tahsis veya yapılaşma izni yok. Zaten Kissebükü 1 derece doğal sit alanı ve arkeolojik alan olduğu için böyle bir alanı tahsis etme şansınız da imar izni verme şansınız da yok. Muhtemelen, bilinçli bir şekilde Kissebükü diye adlandırılan yer, Kissebükü’nün birkaç mil kuzeyinde yer alan Adalıyalı mevki dediğimiz noktada 2005 yılında açık tahsis ihalesi ile benim firmam tarafından kazanılan yeri Kissebükü siye algılatmak isiyorlar. Baktığınız zaman, üzerinden 12 yıl geçmiş bir alan sanki yeni bir konuymuş ve Kissebükü koyuymuş gibi algılatılmaya çalışılıyor ve ben bunu çok manidar buluyorum ve bilinçli olarak bu şekilde yansıtıldığını söylüyorum.

2. ETS'NİN KEÇİ ADASINDAKİ OTELİ SATMASI

‘’Ersoy’un şirketi Etstur, Yunanistan’ın işgali altındaki Keçi Adası’nda otel satıyor’’ iddiasına da yanıt veren Ersoy, ‘’O tamamen teknik bir konu. Dünya genelinde milyonlarca otel ve on binlerce de seyahat acentesi var. Bunların birbirini ziyaret edip kontrat yapmaları mümkün olmadığı için acente ve oteller, üst düzey teknoloji yazılımları ile oluşturulmuş dağıtım platformu’ dediğimiz platformlara entegre olurlar. Siz bu sisteme entegre olduğunuzda, bu milyonlarca otel otomatik olarak sizin sisteminizde gözüküyor. Sizin izninizin alınmasına gerek yok. Eğer sistem içinde sakıncalı olduğunu düşündüğünüz bir otel varsa, manuel olarak bu oteli sistemden çıkartmanız gerekiyor. Bir gazetenin yayını ile başladı bu. Bizim firmamız gazete yayınından birkaç saat sonra Keçi Adası denilen yerdeki oteli sisteminden çıkarttı. Bu tamamen sisteme otomatik olarak düşmüş bir otel ama bunu kasıtlı olarak biz o otelle kontrat yapmışız gibi algılatılması manidar. O sisteme entegre olan diğer acentelerde de bu otel otomatikman satışa açılıyor.

3. İMAR BARIŞI BAŞVURUSU

İmar barışında faydalandığına ilişkin açıklamalarının hatırlatılması üzerine Ersoy, ‘’Söz konusu röportajda bir yanlış anlama oldu. Röportajda iki soru birbirine geçti. Orada imar barışı ve tahsislerde süre uzatımı ile ilgili bir soruldu. Benim cevapladığım soru, tahsislerin uzatılması ile ilgili soruydu. Benim bütün otellerim tahsis sürelerinin uzatılması ile için başvurularını yaptı. Zaten biz de bakanlık olarak bunu bütün otel yatırımcılarına şiddetle tavsiye ettik. Telefonla arayarak, ‘Bu tahsis sürelerinin uzatılması fırsatından yararlanın. Bir daha böyle bir fırsat olmayacak.’ dedik. Bu iki soru birbirine girince benim otellerim kaçak yapılarla doluymuş ve biz imar barışından yararlanmışız şeklinde algılandı.’’ açıklamasında bulundu.

''SADECE PEYZAJ DUVARI''

Sunucunun ‘imar izni olmayan, kaçak oteliniz var mı?’ şeklindeki sorusuna ise Ersoy, ‘’İskansız otel olur mu? Zaten işletme belgesi alamazsınız. İkinci bir nokta, ben olaydan sonra sordum. Bir tane başvuru olmuş. O da Kemer’deki otelin peyzaj koruma duvarı ile ilgili bir başvuru yapılmış. Tekrar söylüyorum, bu bir yapı değil, peyzaj koruma duvarı ile ilgili başvuru yapışlar. Zaten biz o oteli 2011 yılında devraldığımızda o duvar orada varmış. Otellerimdeki kaçak olayı budur.’’ dedi.

banner109
banner111
banner239
Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.