Yorgun Düşmüş Evlilikler

Genelde evlenirken erkekler eşlerinin hiç değişmeyeceğini, kadınlarda eşlerinin değişeceğini düşünerek evleniyorlarmış!
Kendinizden başka hiç kimseyi değiştiremezsiniz. Sadece zamana, ortama adapte olmaya başlarsınız. Bu sizin değiştiğiniz anlamına gelmiyor. Değişime zorlandığınızda ya da değiştirmeye zorladığınızda, karşınızdaki sizin duvarlarınızı yıkmaya çalıştığında üzerinde hissettiğiniz baskı giderek çoğalabilir ve değişime direnmeye başlayabilirsiniz. Bu direnme sırasında çatışmalar ortaya çıkacaktır. Vermiş olduğunuz kişisel mücadele bir sonra bıkkınlığa ve yorgunluğa dönüşecektir. Bir insanı değiştirmeye çalışmak hem sizi hem de karşınızdaki yoracaktır. Yorgun düşmüş evliliklerde en çok kim bıkkınlık hisseder biliyor musunuz? ÇOCUKLAR... Eşler birbirlerine hükmetme, benimsetme yarışında iken arada ezilen çocuklardır. Çatışma sırasında çocuklar fazla göz ardı ediliyor. Ve yine ne gariptir ki çatışma sırasında düşünülmeyen, göz ardı edilen o çocuklar bahane edilerek evliliğe devam ediliyor.
Evlenirken çok fazla beklenti içerisine giriyoruz. İlişkide ne yaşadığımızdan çok ne beklediğimiz önemli. İlişkide tükenmek istemiyorsak yorgun düşmek istemiyorsak çok fazla beklentimizin olmaması gerekiyor. Doğru beklentiler içerisinde olmamız gerekiyor. Karşımızdaki kişi kim olursa olsun sınırlarına saygı duymak zorundayız, tabi bizimde sınırlarımız ihlal edilmemeli. Yaşadığınız ilişki her ne olursa olsun(flört, nişanlılık, evlilik) hayatınızın merkezi haline getirmemek gerekiyor.
 Karşınızdakini değiştirmeye çalışmak, sizi değiştirmeye çalışması zaman kaybından başka bir şey değildir. Eğer mümkünse olduğunuz gibi sevin birbirinizi. Sevgiler…
(Aile danışmanı- [email protected])