Alanya'da “Benim Partim Var” Dönemi Kapandı, Artık Hakkaniyet Var! Yalanla siyaset belgeyle duvara toslar!

Son günlerde Alanya Belediyesi üzerinden yürütülen kampanyaları gördükçe insan gerçekten üzülüyor. Gerçekler bu kadar açık ve belgeli ortadayken, bazı çevrelerin hala iftiraya sarılması; şeffaf ve disiplinli yönetimi yıpratma çabası içine girmesi artık “tesadüf” değil, organize bir algı operasyonu.

Siyasetin yerel ölçekte bu kadar çirkefleştiğine, gerçeklerin bu kadar hoyratça çarpıtıldığına uzun zamandır şahit olmamıştık. Alanya Belediyesi hakkında son günlerde kamuoyuna yansıyan bazı haberler ve sosyal medya paylaşımları, adeta “mağduriyet imalatı” fabrikası gibi çalışıyor. Gerçekleri eğip bükerek, belge yerine duygu sömürüsüne yaslanarak bir algı kampanyası yürütülüyor. Neymiş efendim, işten çıkarmalar siyasiymiş! Hadi oradan!

Ama unuttukları bir şey var: Alanya artık eski Alanya değil. Bu şehirde artık Osman Tarık Özçelik gibi duruşu net, vicdanı hür bir başkan var.

Ve bu yönetim, kimsenin kişisel kaprisine, siyasi kurnazlığına ya da belediyeyi arka bahçeye çevirme hayaline izin vermiyor. Bu kadar net.

Belediyeden yapılan son açıklama, bu duruşun belgesi gibiydi. İki eski personelin iş akdinin feshine dair kamuoyunda dönen asılsız iddialara, madde madde, evrak evrak, tanık tanık yanıt verildi.

Şimdi buradan soruyorum:

🔹 Fiziki saldırının tanıkları var, tutanak var, hatta saldırganın kendi imzalı savunması var. Bu adam, oy verdiği parti nedeniyle mi, yoksa mesai arkadaşını yumrukladığı için mi işten çıkarıldı?

🔹 Diğer personel, hem Veteriner Müdürlüğü’ne gitmiyor, hem yeni atandığı Fen İşleri’nde verilen işi yapmıyor, üstüne bir de izinsiz terk ediyor. Bu kişi siyasi mağdur mu, yoksa disiplinsizlikten işten çıkarılan bir kamu çalışanı mı?

Bazı kişiler her taşın altına siyaset aramaya alıştı. Fakat kamu kurumu yönetmek, dedikoduyla değil belgeyle olur. Disiplin diye bir kavram vardır. Herkesin canı istediği gibi davranamayacağı, başkalarının huzurunu bozamayacağı bir düzen.

Şimdi kalkmış, belgeli fesih kararlarını “siyasi kıyım” gibi gösterenler var. Kimden neyin rövanşını alıyorsunuz? Elinizde bir belge varsa getirin. Yoksa o “siyasi çıkarıldım” nakaratını bırakın artık. Çünkü bu şehirde herkes kimin ne yaptığını, kimin nerede çalışıp nasıl davrandığını biliyor.

Alanya Belediyesi son derece net konuşmuş: “Hiçbir personelin oy tercihiyle ilgilenmiyoruz. Kamu düzenini bozan, işyerinde fiziki şiddet uygulayan ya da görevi aksatan kim olursa olsun gereği yapılır.” Bu tavır mı sizi rahatsız etti?

Kusura bakmayın ama bu saatten sonra belgeye dayanmayan hiçbir söylemin kıymeti harbiyesi yoktur. Belediyeler kamu kurumudur; dedikoduya, safsataya göre değil, kanun ve disiplin ilkelerine göre yönetilir. Aksi takdirde belediye değil, dedikodu derneği olur.

Yalancı mağduriyet hikâyeleriyle, gerçek belgeleri yenemezsiniz. Alanya halkı duygusallığa değil, hakkaniyete bakar. Ve bu şehirde gerçekler, bir gün mutlaka su yüzüne çıkar.

Evet, siyaseti sevebiliriz. Evet, taraftar olabiliriz. Ama hakikatin karşısında kimsenin rengi olamaz. Belediye başkanının da, bir çalışanın da.

Başkan Özçelik, seçim öncesinde ne söz verdiyse, o yolda yürüyor. Liyakat dedi, hakkaniyet dedi, kamu düzeni dedi. Şimdi bunları uygulamaya koydu diye hedef tahtasına oturtuluyor. Çünkü bazıları belediyenin disiplinle değil, dedikoduyla yönetilmesine alışmış.

Ama devran döndü

Bugün Alanya’da belediye binasının kapısından içeri adım atan herkes şunu biliyor: Kimsenin ayrıcalığı yok. Kimsenin arkası sağlam değil. Kimse “benim partim var” diye işini savsaklayamaz. İşte asıl rahatsızlık buradan kaynaklanıyor.

Kurumları güçlendiren şey, kişilerin siyasi kimliği değil, kurallar karşısındaki eşitliğidir. Alanya Belediyesi, işte bu anlayışı benimsediği için birilerinin hedefinde. Ama korkmayın, çünkü halk artık her şeyin farkında.

Şimdi gelin bir soru daha sorayım: Elinizde belge varsa neden açıklamıyorsunuz? Çünkü belge yok, kurgu var. Ama Alanya’da artık kurgu değil, kural dönemi başladı.

O yüzden kimse boşuna uğraşmasın. Bu şehirde iftira değil, gerçek konuşur. Dedikodu değil, hizmet yarışır. Belediye değil, millet kazanır.