Köşe yazısı yazmak için illaki önemli konular olması gerekiyor ki gündeme taşıyasın. İnternette gezinirken gözüme Mevlüt Çavuşoğlu'nun anket ile ilgili bir haber ilişti. Başlık aynen şu "Ülkenin başına Mevlüt Çavuşoğlu geçsin mi anketi!'
Anketi düzenleyen Rusya'nın önde gelen haber radyosu Eho Moskvı (Moskova'nın Yankısı), adlı medya kuruluşu. 2 bin 824 kişinin katıldığı oylamada dinleyicilerden 997'i (yüzde 35) evet, bin 503'i (yüzde 53) hayır ve 324'i (yüzde 11) çekimser oy kullanmış.
Demek oluyor ki sayın Bakan, Ruslar tarafından seviliyor. Hayır diyenler benim için önemli değil. Önemli olan Mevlüt Çavuşoğlu, ismini Ruslara sevdirmesidir. Gelelim konunun başlığına. Bir gün Bakan Mevlüt Çavuşoğlu ile maç yapar iken.
Sayın Bakan Mevlüt Çavuşoğlu, 2010 veya 2011 yılları arasında o zaman Avrupa Konseyi Parlamenterler meclis başkanı. Beni aradı "Hüseyin kardeşim, takımı ayarla Lonicera otelde şu saatte maç yapacağız" dedi. Bende "Tamam abi" diyerek sözleştik.
Maç saati geldi ben bizim gazetecilerden kurulu bir takım kurdum. Kendisinin ise takımı baya bi güçlüydü. Neyse isimlerin buradan yazmayalım. Zaten sonucu söylemeye gerek yok biraz fark yemiştik:):)
Birlikte ısınma hareketleri yapıyoruz. Bana Alanya ile ilgili sorular soruyor. Bende kendisine bilgim yettiğince cevaplar veriyorum. Ben bir ara durdum ve dedim ki "Ya abi bu Alanya senin kıymetini bilmiyor. Bak ilk defa bir Türk O da Alanyalı Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclis başkanı olmuş ama hala kuyunu kazmak için uğraşanlar var "dedim ve kapattım.
Çavuşoğlu döndü bana dedi ki: Hüseyinciğim biliyorum, farkındayım. Sende çok iyi biliyor sunki Milletvekili adayı iken toplantı yapacak salon vermiyorlardı. Ama neyse biz onları içimize attık. Ne yapsam ki Rusya dan mı aday olsam. Çünkü Ruslar beni çok seviyor" demişti.
Evet dostlar biz gerçekten sayın bakanımızın kıymetini bilemiyoruz. Elin yabancı adamı diyor ki Mevlüt Çavuşoğlu, bizim ülkenin başına geçsin mi! Ne kadar güzel ve onur verici bir olay. Sizi bilmem ama ben şahsen bir kez daha sayın bakanımız ile gururlandım. Kalın sağlıkçakla..
Not: Bu arada çok iyi Rusça biliyor kendisi. O zamanlar ne bakanlık var ne de Avrupa Konseyi Parlamenterler meclis başkanlığı. Sıradan milletvekili. Alanya'ya geldiğinde yanında Rus öğretmenler vardı. Ve tatilinde de Rus öğretmenlerden Rusçayı öğreniyordu. Birkaç kez ben de şahit oldum. Ve ana dili gibi de Rusçayı konuşuyor. Bu da bilgi notu olsun.
Baba ocağı Türklerde o zaman Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclis başkanı iken sayın bakan ile yaptığım röportajdan bir kare...
