Türkiye, geçtiğimiz günlerde bir otelde konaklayan dört kişilik bir ailenin yaşadığı zehirlenme olayıyla derinden sarsıldı. Adli Tıp’ın açıklamasıyla beraber olayın kullanılan kimyasalın solunmasıyla gerçekleştiği netleşince gözler ülkedeki ilaçlama uygulamalarına çevrildi. Görünen o ki mesele “böcek ilacı sıkıldı, kötü oldu” gibi basit bir hata değil. Bu olay, yanlış ürün – yanlış alan – yanlış uygulama – denetimsizlik zincirinin birleştiği ölümcül bir tablo.
İlaçlama; herkesin eline bir pompa alıp yapabileceği basit bir işlem değildir.
Bu işin hem bilimi, hem mevzuatı, hem ruhsatı, hem de çok ciddi bir sorumluluğu vardır.
Bugün gelinen noktada halkın doğru bilgilendirilmesi şarttır.
1. Türkiye’de İlaçlama Herkesin Elinde Olmamalı
Halk sağlığı alanında ilaçlama yapacak firmaların:
T.C. Sağlık Bakanlığı’ndan ruhsatlı olması,
Firma sorumlusunun biyosidal ürün uygulayıcı sertifikalı olması,
Çalışanların uygulayıcı eğitimini tamamlamış olması zorunludur.
Bu belgeler olmadan yapılan her uygulama yasadışıdır.
Ne yazık ki birçok otel, restoran, site, pansiyon gibi işletmeler, maliyeti düşürmek için belgesiz ve kontrolsüz firmaları tercih ediyor. Oysa halk sağlığı asla “ucuz çözüme” bırakılacak bir konu değildir.
2. Kullanılan Ürün Ruhsatlı Olmalı – Tarım İlacı Halk Sağlığı İçin Kullanılamaz
İlaçlamada kullanılan ürünlerin:
Biyosidal ürün ruhsatına sahip olması,
Etken madde ve doz etiketine uygun uygulanması,
Tarım ilacı ile halk sağlığı ilacının asla karıştırılmaması,
Ürünlerin ulusal mevzuata göre kayıt altına alınmış olması gerekir.
Türkiye’de birçok uygunsuz firma, tarımda kullanılan ağır kimyasalları kapalı ortamlarda kullanabilmekte.
Bu durum doğrudan ölüm riski taşır.
3. Alüminyum Fosfid: Yanlış Kullanıldığında Ölümcül Bir Fumigant
Son olayda gündeme gelen alüminyum fosfid, sıradan bir “böcek ilacı” değildir;
bu madde yalnızca profesyonel fumigasyon için kullanılan çok güçlü bir kimyasaldır.
Tarım ürünleri silolarında,
Büyük depolarda,
Gemi yüklerinde,
Antrepolarda kullanılır.
Peki nerelerde kullanılamaz?
Otel odası, Ev, Apart daire, Restoran, Okul, Hastane, Yaşam alanı olan hiçbir yer. YASAKTIR.
Çünkü alüminyum fosfid, havadaki nemle temas ettiğinde fosfin gazına dönüşür.
Bu gaz:
Kokusu olmayan,
Sızdığında fark edilmeyen,
Çok küçük dozda bile öldürücü olabilen,
Akciğerleri ve hücresel solunumu çökerten
son derece tehlikeli bir gazdır.
Bir otel odasında böyle bir kimyasalın kullanılması, tıbbi olarak da hukuki olarak da “göz göre göre ölüm riski oluşturmak” anlamına gelir.
4. “Fumigasyon” ile “İlaçlama” Asla Aynı Şey Değildir
Fumigasyon = Gazla yapılan kimyasal mücadele
İlaçlama = Sıvı veya jel formda yüzeye uygulanan mücadele
Fumigasyon için:
Alanın tamamen boşaltılması,
Tüm giriş-çıkışların mühürlenmesi,
24–72 saat giriş yasağı,
Sonrasında zorunlu havalandırma,
Gaz ölçüm cihazı ile fosfin seviyesi testi gereklidir.
Bir otel odasında bu işlemleri yapmak mümkün değildir. Bu nedenle yaşam alanlarında fumigasyon uygulanması tamamen yasaktır.
5. Dozaj, Sıklık ve Kullanım Süresi Çok Önemlidir
Halk sağlığı uygulamalarında:
Fazla ilaç = Daha çok etki değil, daha çok zehir
Yanlış ürün = Solunumsal zehirlenme riski
Aşırı sık uygulama = Direnç gelişimi + kimyasal yük
Yeterli havalandırma olmadan oda kullanıma açmak = Risk
Uygulama sonrası bir ortamın yeniden kullanıma açılma süresi ürün etiketinde açıkça yazılıdır: 2 saat, 4 saat, 24 saat…Bu süreler dolmadan odanın kullanıma açılması büyük hatadır.
6. Halk Olarak Neye Dikkat Etmeliyiz?
Bir otelde, okulda, restoranda, iş yerinde ilaçlama yapıldıysa:
Kullanılan ürünün adı ve ruhsatını sorun
Uygulamayı yapan firmanın ruhsatlı olup olmadığını kontrol edin
Ruhsat numarası ibraz edilemiyorsa oradan uzak durulmalıdır.
Havalandırma ve yeniden giriş süresi gözetilmeli
İlaçlamanın hemen ardından odanın müşteriye açılması kabul edilemez.
Koku varsa risk devam ediyor anlamına gelmez
Fosfin gazının kokusu yoktur. “Koku yok” demek “güvenli” demek değildir.
7. Bu Olay Neden Bu Kadar Önemli?
Çünkü burada yapılan hata, basit bir ihmal değil;
yanlış kimyasal – yanlış uygulama – yanlış alan üçlüsünün birleştiği ağır bir risk.
Eğer iddialar doğruysa:
Yetkisiz firma
Ruhsatsız kimyasal
Denetimsizlik
Uygulama kurallarına uyulmaması gibi ağır ihlaller söz konusu.
Bu sadece bir ailenin başına gelen acı bir olay değil; Türkiye’de ilaçlama sektörünün ne kadar acil şekilde disipline edilmesi gerektiğinin açık bir göstergesi.
İlaçlama, “böcek öldürmek” değildir; doğru yapılmazsa insan öldürebilecek kadar ciddi bir iştir. Bugünkü üzücü olay, hepimize şu gerçeği hatırlatıyor: Yanlış ilacın yanlış yerde kullanılması sadece bir hata değildir; insan hayatına yönelen açık bir tehdittir. Hem tüketicilerin hem de işletmelerin; ruhsatlı firmaları tercih etmesi, kullanılan ilacı sorgulaması ve güvenlik kurallarına dikkat etmesi gerekir.
Güvenli yaşam alanları, ancak bilinçli toplum ve doğru ilaçlama uygulamalarıyla mümkündür.