TARİHİ BİR FIRSAT
ALTSO’da imzalanan 2026-2030 Turizm Master Planı protokolü, Alanya için tarihi bir dönüm noktası. Kaymakamlık, belediye, üniversiteler, turizm örgütleri ve ticaret odası ilk kez bu kadar geniş katılımla aynı masada buluştu. Bu birliktelik değerli, ama asıl mesele bundan sonra atılacak adımlar. Çünkü planın başarısı sadece imzalarla değil, cesur kararlarla ölçülecek.
AVRUPA’DAN DERSLER
Avrupa’daki turizm şehirleri, bizden önce aynı sorunlarla yüzleşti ve cesur master planlarla çözüm buldu:
- Barcelona kapasiteyi aştı, yeni otel ruhsatlarını durdurdu.
- Amsterdam ucuz eğlence turizmini sınırlayıp kültür ve sanata yöneldi.
- Dubrovnik kruvaziyer gemilerine kota koydu, tarihi dokusunu korudu.
- Viyana kültür, kongre ve sağlık turizmiyle 12 ay boyunca canlı kaldı.
Onları marka yapan şey, şehrin geleceğini turizmden bile önde tutmalarıydı.
ALANYA’NIN İMAJI TEHLİKEDE
Alanya yıllarca “deniz, kum, güneş” cenneti olarak tanındı. Son yıllarda ise adımız giderek “Barlar Sokağı” ile anılmaya başladı. Bu sadece bir algı meselesi değil, şehrin marka değerine gölge düşüren ciddi bir sorun.
Master plan bu gerçeği görmezden gelemez. Gürültü, taşkınlık ve kontrolsüz gece hayatı Alanya’nın geleceğini karartır. Çözüm bellidir: İmar düzenlemeleri, gürültü sınırları, sıkı denetimler, alternatif eğlence alanları ve kültürel etkinliklerin öne çıkarılması. Alanya’nın turizm kimliği eğlenceyle değil; tarihiyle, doğasıyla, kültürüyle ve huzuruyla anılmalı.
YANIT BEKLEYEN SORULAR
Plan başarıya ulaşacaksa şu sorulara cevap vermeli:
- Ulaşım sorununa kalıcı çözüm getirilecek mi?
- Çevre tahribatına “dur” denilecek mi?
- Turizm geliri halka ve esnafa adil yansıyacak mı?
- Tarım ve turizm birlikte planlanacak mı?
- Barlar Sokağı imaj sorunu cesurca çözülecek mi?
Bu sorular cevapsız kalırsa, master plan en fazla bir dosya olarak kalır.
GAZETECİ OLARAK GÖREVİMİZ
Ben Hüseyin Kalaycı olarak bu şehirde 30 yılı aşkın süredir gazetecilik yapıyorum. Defalarca planlar, projeler açıklandı ama raflarda tozlandı. Basının görevi bu süreci unutturmamak, şeffaflığı sağlamak ve halkın sesini bu masalara taşımaktır. Çünkü turizm sadece yatırımcının değil; pazarcının, taksicinin, çiftçinin, öğrencinin ve işçinin de ekmeğidir.
SON SÖZ: BU ŞEHİR BİZİM EVİMİZ
Alanya bizim evimiz. Bu master plan da çocuklarımızın geleceği için bir yol haritası. Eğer hep birlikte sahip çıkarsak, 2030’da sadece bir turizm kenti değil; yaşam kalitesiyle de örnek bir dünya şehri olabiliriz.
Ama cesur kararlar alınmaz, sorunlar halının altına süpürülürse, kaybeden sadece turizm sektörü değil, gelecek nesiller olur.