Son haftalarda manşetlere bakıyoruz; otellerle ilgili ardı ardına olumsuz haberler çıkıyor. Hijyen sıkıntısı var mı? Elbette olabilir. Personel ilgisizliği, hizmette aksaklık olabilir mi? O da mümkün. Çünkü bu işin adı hizmet sektörü. İnsan faktörü varsa hata da olur, eksiklik de. Bu sadece Alanya’ya özgü değil; dünyanın her yerinde yaşanıyor. Moskova’nın göbeğinde, ultra lüks denilen bir otelde kaldım; hizmet kalitesi berbattı. Yani sorun evrensel.
Ama sorun şu: Biz “haber yaptık” deyip geçiyoruz, peki sonra ne oluyor?
Halde Çöpe Giden Yeşillik, Eksilen Maaş
Alanya halinde görüntüler ortada. Yeşillikler, kavun kasaları çöpe gidiyor. Çünkü oteller boş. Turist yoksa alım yok. Alım olmayınca ürün satılamıyor. Ürün satılamayınca çiftçi zarar ediyor. Ve zincirin sonunda bu zarar dönüp dolaşıp yine çalışana yansıyor.
Otel dolmazsa işletme küçülmeye gider. Ya personeli işten çıkarır ya da maaşları düşürür. Yani yapılan olumsuz haberin ilk etkisi patrona değil, otelde ekmeğini kazanan garsona, aşçıya, temizlikçiye oluyor. O insanlar akşam evine ekmek götürmek zorunda.
Ekonomik Kaosun Eşiğinde
Ülke ekonomisi zaten kırılgan. İnşaat sektörünün çöküşünde gördük; sadece müteahhit değil, yüzlerce yan sektör etkilendi. Turizm de aynı. Otel durursa yalnızca otelci değil; taksici, pazarcı, çiftçi, hal esnafı da durur. Zincir kırıldığında bedeli koca şehir ödüyor.
Sorunu Birlikte Çözmek
Ben sıkıntıları inkâr etmiyorum. Hijyen sorunu varsa çözülsün, hizmet aksıyorsa giderilsin. Ama bunu sansasyonel “dehşet” manşetleriyle değil, yapıcı bir dille yapmalıyız. Çünkü her abartılı başlık aslında işçinin cebinden çıkan paradır.
📌 Not: Unutmayalım, bu geminin içinde hepimiz varız. Şunu unutmayın Alanya'da bir TURSEM vakası vardı Eski turizmciler eski turizmde çalışanlar bir hatırlasın. Şehir ödemişti bedelini... Garsonundan tutun , otelciye kadar tüm kesim etkilenmişti... Bu notta burada dursun.