“SORUN FAYLAR DEĞİL, SAĞLAM OLMAYAN YAPILAR”
Yılmaz, son sarsıntıların ardından dikkatlerin yeniden yapı güvenliğine çevrilmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi:
“Antalya’da kısa aralıklarla yaşanan iki deprem doğal olarak Alanya’da da hissedildi ve vatandaşlarda tedirginlik oluşturdu. Zaten 7 Aralık’taki aşırı yağış nedeniyle kent yoğun bir gündeme sahipti. Ama konuşmamız gereken asıl mesele belli: Deprem, sel, yangın gibi afetlerin ne zaman olacağını tartışmak yerine, bunlara karşı nasıl dayanıklı bir şehir kuracağımızı konuşmalıyız.”
“ANTALYA’DA 7 ÜZERİ DEPREM OLMAZ DEMEK BÜYÜK HATA”
Özellikle Akdeniz bölgesindeki depremsellik tartışmalarına değinen Yılmaz, uzmanların uyarılarını hatırlattı:
“Antalya’da büyük deprem olmaz görüşü bilimsel değildir. Son depremler de gösterdi ki, bölgedeki fay hatlarının 7 ve üzeri büyüklükte deprem üretme potansiyeli vardır. Zamanı bilinmez ama risk ortadadır.”
“GELİŞMİŞ ÜLKELERDE 7’LİK DEPREMDE BİNA YIKILMIYOR – BİZDE 6’LİKTE CAN KAYBI VAR”
Yılmaz, Türkiye’deki bina stoğunun en büyük problem olduğunu vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü:
“Depremin büyüklüğü değil, bina kalitesi kaderimizi belirliyor. Dünyanın birçok ülkesinde 7 büyüklüğündeki depremler ciddi kayıplara neden olmuyor. Bizde ise 6 ve üzerindeki depremlerde bile yıkımlar yaşanıyor. Bunun nedeni fay hatları değil, mühendislik hizmeti almamış veya zamanla riskli hale gelmiş yapılardır.”
“BU UYARILARI SÜREKLİ YAPIYORUZ, YAPMAYA DA DEVAM EDECEĞİZ”
Yılmaz, afet risklerinin ancak bilimsel ve planlı bir yaklaşımla azaltılabileceğini belirterek sözlerini şu çağrıyla tamamladı: “Yapı güvenliği konusu bir tercih değil, zorunluluktur. Depremin değil, tedbirsizliğin can aldığını artık unutmamalıyız.”
