İşte Çorbacı'nın açıklamalarından satır başları.

Yoğun ve bol gündemli bir haftayı geride bırakırken, yoğun ve bol gündemli bir haftaya merhaba dedik. Bu yoğun gündemden öne çıkanları özetleyecek olursak birçoğunun halkı direkt olarak ilgilendirmeyen hatta insanları geren ve kutuplaştıran politikalar olduğunu görürüz.

Geçtiğimiz hafta başında Fatih Portakal ile başlayan gündem Metin Akpınar ve Müjdat Gezen ile bugüne uzandı. Kendisi gibi düşünmeyen, eleştiren ve düşüncesini dile getiren herkesin yaftalandığı ve adeta hain ilan edildiği bir dönemin henüz başındayız.

Bu baskıların artarak süreceği kanaatindeyim. “Gezi olaylarına katılan eylemcilerin başı kesilsin” diyen Erkan Tan’a ses çıkarmayan Savcıların bu suskunluğunun sebebini bizler biliyoruz, sizlerde tahmin ediyorsunuz.
 Özellikle yerel seçimle birlikte bu gerginlik politikasını bilerek isteyerek sürdürecekler, seçimlerin hemen ardından ise Kaptan köşkünde keyif çatanlar kürek çekenlere “Bizler aynı gemideyiz” diyerek gönül alacaklar.

Yıllardır her seçimde bu taktiği uyguladılar. Ortamı gerdikçe gerip kendilerinden kopmakta olan bir kitleyi ‘Milli mesele- beka sorunu” diyerek bir arada tuttular Ama bu seçimde bu taktik işe yaramayacak.


Çünkü beka sorunu devlette değil, mutfakta var, elektrik faturalarında ki kayıp kaçak ve sayaç okuma bedeli emeklinin asgari ücretlinin ve dar gelirlinin beka sorunudur.  Çocuğunun cebine harçlık koyamayan, üç kuruşluk geliriyle üniversitede çocuk okutan babanın ve annenin beka sorunu vardır.  Emeklilikte Yaşa takılanların beka sorunu vardır. Elektriğin karşılığını alamayan, en pahalı mazotu gübreyi kullanıp, ithal ürünlerle rekabete zorlanan çiftçinin beka sorunu vardır.  Atanamayan öğretmenlerin, iş bulamayanların üniversite mezunlarının, turizm çalışanlarının beka sorununun olduğu doğrudur. Akşama kadar kira ve elektrik parasını dahi çıkaramayan esnafın beka sorunu vardır.
Özelleşince şeker pancarı elinde kalan çiftçinin, kapıya konulan işçinin beka sorunu vardır.


Parti olarak tüm bunları dile getirdik ve getireceğiz. Diyeceksiniz ki ne faydası var. Elbette var. Eğer CHP emekliye bir maaş ikramiye vaadinde bulunmasaydı bunlar 1000 lirayı vermezdi. Eğer CHP Emeklilikte Yaşa takılanların sıkıntısını dile getirmeseydi iktidarın haberi dahi olmayacaktı. Partimiz asgari ücreti belediyelerimizde 2200 lira olarak ilan etmeseydi bunlar 1800 liranın üzerine asla çıkmazlardı.

Bunun için diyoruz ki “herkes için CHP” Değerli arkadaşlarım. 

Dövizdeki artışın ardından gelen zam sağanağı, dövizin düşüşüne rağmen devam etmektedir. Seçim öncesi elektrik ve doğal gazda yapılacak olan indirimler emin olun seçimlerin hemen ardından bindirim olarak geri dönecektir.
Buradan halkımıza üzerine basa basa bir defa daha sesleniyorum. Ülkemizin kesinlikle bir beka sorunu yoktur. Zaten böyle bir sıkıntı olduğunda hepimiz tek yumruk oluruz.
Binin üzerinde dev kurumu yetmedi silah fabrikalarını satan o da yetmeyince  25 kuruşa poşet satıp 15 kuruşla hazineyi doldurma düşüncesinde olan bir iktidar tarafından yönetiliyoruz.
Önümüzde bir yerel seçim var, yerel yönetimlerde ki değişim iktidara “kendine gel” mesajıdır. İktidar görevine devam eder ancak vatandaştan bir uyarı almış olur. Bu seçimde tüm vatandaşlarımızın üzerine düşen bu uyarı görevini yerine getireceğine inanıyorum. İktidardakilerin, ballı kaymaklı ihale alanların, menfaati için bayrak sallayanların beka sorunu yok ama garibanların, pazara akşamüstü gidenlerin, battaniyeye sarılıp ısınanların var.
“Onların sefası, bizlerin cefası olmasın artık” diyoruz.