Dernek adına başkan Avukat Halime Şenli yaptığı açıklamasında şunları ifade etti.


8 Mart 2022'yi  Rusya- Ukrayna arasında yaşanan savaşın gölgesinde kutlamıştık .
Bu 8 Mart'ta çok daha  acılıyız ve çok daha  öfkeliyiz. 6 Şubatta yaşadığımız depremin yıkımın acısını, yasını, çaresizliğini iliklerimize kadar yaşıyoruz. 
Depremlerin değil, binaların öldürdüğünü bildiğimiz  bir çağda, bilim ve plan tanımayan bir kar hırsının yaşamları yok edişini görüyoruz.
 
Deprem sonrası enkazlar arasında, çadırlarda, konteynırlarda veya sokakta kadınlar yine çamaşır yıkamaya, çocuklara hastalara bakmaya çalışıyor, yıkık binaların altında doğum yapıyor, yaşamı yeniden üretmeye çalışıyor,  bebeğini yaşatmaya çalışıyor, bebeğine bez, kendine ped bulmaya çalışıyor, yani  deprem sonrasında da yaşamın çarkında en çok kadınlar daha çok eziliyor.
Afet koşullarında bile kimsesiz kalmış çocuklara cemaatlere verildiğini görüyoruz,   evlatlık verilenlere ‘namahrem değildir’ evlenebilirsiniz diyen Dinayet İşleri Başkanlığını görüyoruz. 

Deprem sonrası henüz aşevleri bile kurulmamış insanlar aç susuzken , çadırlarda Kuran Kursu açıldığını görüyoruz. 

Bu felakette kız kardeşlik bilinciyle asrın dayanışmasını sağlayanda biz kadınlar olduk  oluyoruz. Yurdun dört bir yanından ped, iç çamaşırı, bebek maması, hazır gıda gönderen; birlikte ağlayıp, birlikte çare üreten bizden başkası değil. 

Değerli Basın mensupları,değerli üyeler.
8 Mart kadınların özgür ve eşit bir yaşam için mücadelesinin sembolüdür.
Yaşadığımız korkunç depremden sonrada , Biliyoruz ki yeni bir yaşamı kurmak; irademizle, kadın  dayanışmasıyla, örgütlülüğümüzle mücadelemizle mümkündür ve kadın mücadelesi bunu başaracaktır.
8 Mart; özgürlük ve eşitlik meşalesini, yanarak, yakan kadınların geleceğimize tuttuğu ışıktır.! 
Geçtiğimiz bir yılda da kadınlar susmadı durmadı, 2022 İran’lı kadınların mücadelesinin yılı oldu, bu meşaleyi yakan Mahsa Amani’yi unutmadık, Mahsa Amani’nin yaktığı meşalenin ateşi Afganistan’dan Hindistan’a büyün dünyaya yayıldı. 
Geçtiğimiz yıl, İstanbul Sözleşmesinin bir gecede tek imzayla feshedilmesine karşı açtığımız davalar reddedildi. Ancak biz kadınlar, İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmedik vazgeçmeyeceğiz ve Sözleşme yeniden yürürlüğe girene kadar mücadeleye devam edeceğiz. Yeniden ve daha gür sesimizle söylüyoruz, İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YAŞATIR!
Değerli Basın Emekçileri, değerli üyelerimiz,
 Kadınlar 2022’de de erkekler tarafından öldürülmeye devam etti, bu yıl  erkeklerin öldürdüğü kadın sayısı 327. 2022'de aralarında transların da olduğu en az 198 kadının ölümü basına "şüpheli" olarak yansıdı.
Yine aynı dönemde basına yansıyan verilere göre (1 Ocak 2022 - 31 Aralık 2022) erkekler 39 çocuğu öldürdü, 32 kadına tecavüz etti, 442 kadını seks işçiliğine zorladı,156 kadını taciz etti, 238 çocuğu istismar etti. Erkekler 793 kadını yaraladı.
Yine 2022 de 6 yaşında bir çocuğun imam nikahıyla evlendirildiğini ve yıllarca tecavüze uğradığını gördük. 
Artık haykırıyoruz , YETER KADINLAR ÇOCUKLAR SİZİN MALINIZ DEĞİLDİR. 
Sonuç olarak, bu 8 Martta Kadınlar ;hiç ihtiyacımız olmayan çılgın projeler, otobanlar için  para bulan iktidardan, İnsanca barınabildiğimiz evler, çocuklarımızın başına yıkılmayan okullar,  yurtlar, ilk sarsıntıda yerle bir olmayacak hastaneler istiyoruz. Hayatlarımızın sizin projelerinizden değerli olduğunu haykırıyoruz. Enkazlarda doğurmak istemiyoruz, tacize tecavüze uğramak istemiyoruz. Reklam
Kadınların ve çocukların şiddetsiz bir hayat sürdürmesi için  tüm önlemlerin alınmasını istiyoruz.
Biz kadınlar yaşamın her alanında fırsat eşitliği istiyoruz, özgürce yaşamak istiyoruz !
KADINLAR DİYORUZ Kİ ;
KADIN İNSANDIR VE KADININ İNSAN HAKLARININ HER ALANDA YAŞAMA GEÇİRİLMESİNİ İSTİYORUZ.  İSTİYORUZ.