Alanya Şoförler Odası’nda seçim süreci yaklaşırken, hizmet ve çözüm konuşulması gereken bir dönemde sosyal medya üzerinden yürütülen sert ve kavgacı dil tartışma konusu oldu. Odanın yöneticiliği yerine, sanki sanal bir polemik yarışına girilmiş görüntüsü ortaya çıktı.

Bir oda başkanı düşünün…
Toplumu taksiye yönlendirmesi gerekirken,
“90 lira indi-bindi pahalı, ben müşteri olsam taksiye binmem” diyebiliyor.

Bir oda başkanı daha düşünün…
Esnaf zaten cezalarla ve maliyetlerle boğuşurken,
“taksiciler cavırları dolandırdıklarına saysınlar” diyerek, camianın itibarını zedeleyen genelleyici bir ifade kullanabiliyor.

Oysa taksici esnafı büyük çoğunlukla işini onuruyla yapan insanlardan oluşur. Elbette her meslekte olduğu gibi çürük elmalar olabilir; ama çürüğü ayıklamak, oda başkanının değil, denetim yetkisi olan resmi kurumların görevidir.
Odanın görevi esnafı töhmet altında bırakmak değil, itibarını savunmaktır.

2022 seçimlerinden sonra dillendirilen
“Esnaf kefalet olmasa seçimi kazanamazdım” iddiaları da bugün hâlâ konuşuluyor.
Bu tür kurumların seçim aracı olarak anılması, temsil ağırlığına gölge düşürür.

Çünkü:

Bu oda gücünü üyelerinden alır; üyelerinin üzerinde değil, arkasında durmalıdır.
O koltuk baskı için değil, esnafa omuz vermek için vardır.

🗣️ KAMUOYU NABZI

Şoför esnafı diyor ki:

“Biz kavga değil, temsil istiyoruz.”

Vatandaş diyor ki:

“Taksiyi savunması gereken kişi taksiyi küçümsüyorsa, o makamın anlamı kalmaz.”

Sosyal medyada yükselen tepki ise kısa ve net:

“Klavye ile yönetilmez bu camia.”

Sonuç?
Sadece araçların değil; üslubun da trafiği vardır.
Şeridi doğru seçmeyen, menzile varamaz.

Sandık konuştuğunda klavye susar.
Ve o gün geldiğinde sözü yine esnaf söyleyecek.