Turizm cenneti Alanya’da bu yaz gökyüzü açık ama esnafın içi kapkara. 17 Haziran 2025 itibariyle sezon daha yeni başlamış olmasına rağmen, adeta bitmiş gibi bir atmosfer hâkim. Otellerde doluluk oranları yerlerde. Konaklı gibi birkaç bölgede hafif bir kıpırdanma var ama şehir merkezindeki birçok otel neredeyse bomboş. Tıpkı dükkanlar gibi…

Bu yıl, geçen yılı mumla arıyoruz. Geçtiğimiz yılın aynı döneminde cirosunu katlayan esnaf, bu yıl bir bardak suya dua eder hale geldi. Kimi günler siftah bile yapmadan kepenk kapatılıyor. Turist yok değil; gelen de dışarı çıkmıyor. Neden mi? Çünkü her şey dahil sistemi hâlâ sorgulanmadan uygulanıyor. Turist sabah-akşam otelde yiyip içiyor, dışarıya adım atmıyor. Safari turuna bile çıkan yok! Çünkü dışarısı pahalı. Çünkü sistem tıkanmış.

Geçen yıl 2 euroya içtiği birayı bu yıl 6 euroya görünce ne diyor turist? “Ben zaten otelde her şey dahil kalıyorum. Dışarı çıkıp üç katı para vermeye niye gerek var?” Haklı mı? Haklı. Ama bu durumun mağduru kim? Esnaf. Otelci de dertli. Çünkü artan maliyetler, otellerin kârını silmiş durumda. Yani aslında aynı geminin içindeyiz. Fakat kimse dümende değil.

Bu durumdan çıkış topyekûn bir akılla mümkün. Alanya’nın, hatta tüm turizm bölgelerinin artık gerçekçi bir turizm master planına ihtiyacı var. Esnafın da kendine çekidüzen vermesi gerekiyor. Ürün kalitesi, fiyat dengesi, müşteri ilişkileri… Bunlar olmadan olmaz. “Kazıklayan” değil, “kazandıran” mantıkla hareket edilmeli. Çünkü bir turist kazanmak, on müşteri etmektir. Bir turist kaybetmek, on sezonluk itibar kaybıdır.

Bu sadece Alanya’nın değil, Side’nin, Belek’in, Manavgat’ın da sorunu. Hepimiz aynı gemideyiz ama gemi su alıyor. Eğer birlikte hareket etmezsek, bu gemi batar. O yüzden artık herkesin elini taşın altına koyması gerekiyor.

Yoksa sezon daha başlamadan, hep birlikte “ruhuna fatiha” okuyacağız.