Dünya bir kuraklığa hazırlanıyor, belki de hazırlanamıyor. Ne garip ki gözümüzün önünde başlayan büyük kuraklık çağına hâlâ eski alışkanlıklarla direniyoruz. İklim değişti, su azaldı, yeraltı kaynakları çekildi, mevsimler şaştı… Ama biz hâlâ neyi bekliyoruz?

Geçen gün İYİ Parti Alanya İlçe Başkanı Hilmi Er yine haykırdı: Alara Çayı boşa akıyor, Dim Çayı denize dökülüyor, Kargı Çayı akıp gidiyor… Bu sular, bu bereket, bu umut göz göre göre yok oluyor. Hem de susuzluktan kırılan topraklarımızın dibinden geçip giderek.

Bu mesele artık sadece Alanya’nın, Antalya’nın değil, dünyanın meselesi. Avrupa’da bile içme suyu krizi konuşuluyor, Afrika yıllardır susuzlukla boğuşuyor, Asya’da dev göller kuruyor. Peki ya biz? Sanki su hiç bitmeyecekmiş gibi. Sanki toprağı sulamak için baraj değil, dua yeterliymiş gibi.

Hilmi Er haklı. Bu su böyle boşa akmaz. Akmamalı. Bugün boşa akıyor dediğimiz her damla, yarın soframızdan eksilecek her lokma demek. Yeniköy Barajı 10 yıldır bitmedi. Alara Barajı bir türlü başlamadı. Çiftçi hâlâ açtığı kuyudan umutla su çekmeye çalışıyor. Ama yer altı da pes etti, kaynaklar kuruyor.

Bana sorarsanız mesele barajın ötesinde bir zihniyet meselesidir. Bu toprakların suyunu, bereketini bir seçim vaadine indirgerseniz, ertesi yıl kupkuru topraklar kalır. Dünyanın geri kalanı kuraklığa karşı akıllı sulama sistemleriyle, kapalı kanallarla, damlama sulama projeleriyle savaşıyor. Biz hâlâ ‘belki yağar’ diye dua ediyoruz.

Hilmi Er’in sesini duymak zorundayız. Bu topraklar bizim. Tarım bitince, su tükenince ithalatla doyacak kadar zengin bir ülke değiliz. Bu yüzden bugün değilse ne zaman? Alara Çayı barajı hemen şimdi gündeme alınmalı. Kapalı sulama sistemleri kurulmalı. Çiftçiye gerçek destek verilmeli.

Yoksa bugün akıp giden su, yarın bize geri dönmeyecek. Bu çağın en büyük kavgası petrol değil, sudur. Kim suyu planlı kullanıyorsa, hayatta kalacak.

Alanya’nın bereketi, hepimizin bereketi. Susuzlukla yüzleşmeye hazır mıyız? Yoksa gözümüzün önünde kurumaya devam mı edeceğiz?

Hilmi Er’in çığlığı aslında bizim çığlığımız. Duyan varsa, tam zamanı.